KALAY İŞİ | KALAYCILIK





Türk el sanatları olunca konu yelpaze epey geniş.
Bildiklerimiz var, bilmediklerimiz var.
Bir de en fenası bilip de bilinmezliğe doğru gidenler var.
Körelen bakırcılık sektörü kalaycılık mesleğini de girdap gibi içine aldı ve çocukluğumuz da hemen hemen her köşe başında gördüğümüz kalaycı amcalardan eser kalmadı yada kalmayacak.
Çünkü artık kalay konusu hakkında bile bilgi sahibi değiliz.
Gelsin porselenler gitsin cam ürünler.
Evet sağlıklı. Bu konuya hiç bir biçim de giremem. Ama bakır da yapılan yemeğin, tatlının, herhangi bir yiyeceğin tadı diğer ürünler de var mı?
Bakır kullanımı zor dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, bunun hakkında da bir kaç ata sözümüz var bizim.
Gülü seven dikenine katlanır.
Emek olmadan yemek olmaz. Şimdi aklıma gelenler bunlar yani demek istediğim emek verdiğiniz her şey güzeldir ve güzelleşmeye devam eder.

Sarıyer-Demirciköy de bulunan kalaycı Haydar abimiz de o köşe başlarında hala var olan değerlerden.

Kalaylamak nedir?
Bakır araç ve gereçlerin belirli aralıklarla girdiği bakım. Yani temel ve kısaca anlatımı böyle.
Bakırın ısınmasıyla oluşan etken maddelerin yiyeceğe geçip zehirlenmeyi önlemek bunun esas amacı. Kalay da bu bakımın ana maddesi. Ak kurşun olarak adlandırılan bu madde bakır olan ürünün üzerine eritilerek dökülür ve bir nevi kaplamacılık işi yapılır.




  Haydar abimiz gezici kalaycı bunun için de kendine böyle bir cihaz hazırlamış. Öncesinde körükle yapıyorlarmış aynı işi. Tüple istediği sıcaklığa ulaşamadığı için yukarı da bulunan kolu çevirip köze hava veriyor ve böylelikle sıcaklığı kendi istediği yüksekliğe çıkarabiliyor.

Siyah temizleyici bir maddeyle önce siniyi boşluk kalmayacak biçim de siliyor.

    Sonrasında ısınan siniye kenarda hazır olan kalay tozunu serpip yine boşluk kalmayacak şekilde kaplıyor.

                                             

İlk yapılan aşamaya tavlama deniyormuş önceden kalaylanan ürün temizleniyormuş. Sonra tamamen kalay alamayacak olan etkenlerden uzaklaştırıp ikinci işlem temizlik işlemi yapılıyormuş. Sonunda yapılan işlem de tahmin edeceğiniz üzere kalay yapma işlemi.
 Sonrasında da kalaycılığa özel pamukla ve temizleme suyuyla temizlenip parlatılıp yiyecek temasıyla uygun hale getiriliyor.

Haydar abimizin en büyük şikayeti takdir edersiniz ki iş olmaması. Bunun sebebi de bakır alımı olmaması. Çelik de ise herhangi bir deforme de çöpe atılması.
" Biz son kalaycılarız belki de bu mesleği yapan bilen gören devamı olmayan nesil bizdik. Yeni nesil kalay yapan yok. El sanatı diyorlar bu da el sanatı ama bakır almıyorlar ki gelişsin. " diyor.

Yaz kış demeden dolaşıyormuş Haydar abi. Belki anneanne ve babannenizden kalan bakırlar vardır kullanmak istersiniz. Benim son zamanlar da gördüğüm tek kalaycı Haydar abinin iletişim bilgileri de bunlar. Dedim ya belki o bakır kaplara nefes üflemek istersiniz.. Belki Türk el sanatlarına biraz daha merak salar ve yok olmaya yüz çevirmiş mesleklere hep birlikte gerektiği önemi veririz.







Yorumlar